Kağıtları severim. Etrafımda çeşit çeşit kağıt olsun. Çizgili, kareli defterler ama özellikle okul defterleri; renkli, desenli mektup kağıtları, paket kağıtları, kartpostallar, resim defterleri... Sonra kalemler gelir, boya kalemleri, dolma kalemler... Say say bitmez. Kağıt kokularının arasında kaybolup giderim. Bu kadar kağıt seven biri olarak hiç onu takıların parçası haline getirmek aklıma gelmemişti. Tasarımların ön çalışmasında tüm takı kağıdın üstünde serilir, bütün aşamalar biçimlenir ve bu eskiz üzerinden malzemeye biçim verilir. Ama ya kağıttan bir kolye, yüzük , bilezik olsaydı nasıl olurdu?
Tithi Kutchamuch bakın neler üretmiş? O objelerin görüntüsü ile değil ruhu ile ilgilenen bir tasarımcı. Böylelikle gün boyu elimizin altında buruş buruş olan kağıt parçaları el üstüne çıkıyor. On iki ayın yüzükleri, her aya bir çiçek düşecek şekilde bölünmüş. Bu fikrin kaynağı Roma İmparatorluğu'ndan. Örneğin Ağustos ayının çiçeği, haşhaş.
Bu yüzüklerin bir diğer özelliği, sizin yapıyor olmanız. Bir gün postacı kapıyı çalar ve bir kart getirir. Bakın içinden ne çıkar?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder