6 Kasım 2013 Çarşamba

Asılı zaman

Bozuk merdivenlere takılarak, kapıyı araladığımda zaman kayması yaşayacağımı bilmiyordum. Alice'in aynası gibi. Kapının iki tarafındaki farklı duygu halleri. Bir yanda hayat tüm karmaşasıyla, sorumluluklar, telaşlar, alışveriş listeleri, ödemeler... Diğer tarafta saatlerin tik tak sesleri arasında asılı kalmış zaman ve burun deliklerimden belleğime zuhur eden ağır toz kokusu.

Çiçekli duvar kağıdının sararmış desenlerinin üstüne yerleştirilmiş duvar saatleri. Rakamların arasında koşturan akrep ve yelkovan. Ve bir sonraki eğlence için saat başını bekleyen guguklu saatler.

En son ne zaman guguklu saatin çalışını duydum, hatırlamıyorum.

Meşenin arasına yerleştirilmiş varaklı aksamıyla boyuma gelen dolaplı saat-ki yaşı benden büyüktür- köşesinde tüm haşmetiyle olanları izliyor gibi.

Tam karşımda rafta ise balerin edasında dönen masa saatleri bekliyor. 
Komşumuzun evinde gördüğüm, -sanırım İtalya seyahatleri sırasında almışlardı- fanus içine gizlenmiş güzelliğini izlemeye bayıldığım saatten bizim de olsun çok istemiştim. Şimdi ilk günkü parlaklığıyla bekleyen onlarcasına bakıyorum.
Hepsinin sahibi ayrı, hepsi bırakılmış. Kim bilir nerede, hangi hayattalar?
İnsan saatini neden bırakır? Saatini bırakırken yanında başka neler de bırakmak ister?  

Saatçinin "buyrun" deyişiyle tüm düşüncelerden sıyrılıyorum. 
Cebimde bekleyen zamanın plastikliğinden utanarak "pil taktırmak istiyorum" diyorum. Ne kadar?









26 Temmuz 2013 Cuma

im

Sevdiğim adamla seviştim.
Ilık hava son bahar kokularını tenimize üflerken kanı kanıma teni tenime karıştı.
Bir parça kaldı ondan geriye bana.
İçime daldı.
Benden dışarı büyüdü.
O büyürken ben güzelleştim.
Kokum değişti, rengim değişti,
Pembe oldum.

Sokaklara bıraktım kendimi
Güzelliğimi göstermek istedim.
Hep kalabalık yürümenin zevkini tattım.

Sonra birileri çıkıp böyle çıkamazsın
Böyle şişman, böyle döllü
...........................................diyor
Aslında kusuyor,
kadın bedenine öfkesini.
Üremeye, tekten çok olmaya kıskançlığını

İlk önce o kadar düşman hissettim ki kendimi.
Sonra dedim ki böyle düşünürsem ben de küçük bir "o" olurum.
Acıdım ona. Bir kadından çıkmışlığını unutmasına.
Kutsal zamanlarda ona "ruh" diledim.


     "For Love"
       Selda Okutan
       yüzük, gümüş






Selda Okutan
Baby Ring,
 gümüş, yüzük

6 Mayıs 2013 Pazartesi

güç kimde artık?



Düşüşünü gördüm. 
Bir yaprak gipi bedeninin kıvrılışını.
ve sonra yüz üstü yere uzanışını.
kıpırtısız.
Çevresindeki onca kalabalığa rağmen sessizce.

Sonra biri tuttu kolundan
ve kucakladı.
Kaçırmaya çalıştılar.
olmadı.

Kaba ellerden çıkan aromalı duman
her yerde.

17 yaşındaki naif beden, 
"Ben" de buradayım dedi, tüm varlığıyla.
Ona "militan" dedi, diğeri "o bir terörist"...
E o zaman hakketti.

Duydum ki babası HEY Tekstil'de işten çıkarılmış. Yokluk içinde okumaya çalışırken sözde bedava okullarda. Tonlarca paraya gelecek sunulurken sana. 
Diploma dediğin bir kağıt ama bin para...

İşte 17 yaşında Dilan kafasına atılan biber gazı sebebiyle şimdi hastanede yatıyor.Ve o yattıkça utanmalıyken, kirli ağızlar durmuyor, daha fazla suçlayabilmek için kanıtlar yaratıyor, var olmayan.

Şimdi temizlemeye çalışalım hep beraber o gencecik dimâdan güzel bir mayıs sabahının izlerini. Ya da hepimizin hafızasına iyice kazınsın nasıl bir yerde yaşadığımızın gerçekliği.


Soru şu güç kimde artık? 

İki cevap, Birincisi Grego Garcia Tebar'dan. Diğer cevap daha net, Mauricio Lavayen'den.


Grego Garcia Tebar
Kolye, medalla Condecorativa al Sin Decoro 2012

" a la inmoralidad politica"

Mauricio LavayénMadalyon, Capitalismus 2012
I decoRate Selfishness. 
I decoRate the Power; … Systems. 
I decoRate Impunity. 

I decoRate Large Multinational Companies. 
I decoRate Banks and their Managers. 
I decoRate Political Class, … with no Vocation. 

I decoRate Fundamentalisms. 
I decoRate Religions. 
I decoRate Present Society. 

I decoRate Hypocrisy. 
I decoRate Nonsense. 
I decoRate Eternity; 

…Gently deco Rated




29 Nisan 2013 Pazartesi

üstü kalsın

Gazetede haberi okumuşsunuzdur.
Kanser hastası olan Dilek, kanser hastalarının ilaç bulamadığı için yaşadığı sıkıntıları anlatmak için Bakan'a yaklaşır. Ve bu temasın karşılığında eline sıkıştırılan bir kaç yüzlükle ödüllendirilir. "Al canım bu senin işini görür!" diye.
Böylece içini rahatlatmıştır bakan Bakan. Ahşap kolçaklı, metal aksam makam koltuğuna uygun davranmış olarak yoluna devam eder.  Onda ne Deniz'in hatırası kalır ne de memleketin ilaç derdi...

...

Bir de Dilek'in hikayesi var,
Dilek, aydınlık, gökyüzünde güneşin parladığı ışıklı bir sabah yataktan kalkar. O gün için bir sürü planı vardır: Okul, sınavlar, ödevler, hazırlıklar... Ama önce hastaneye gitmeli ve kaç gündür unuttuğu sonuçları alması gereklidir. İlk otobüse atlar ve soluğu laboratuvarın kapısında alır. Sonuçlar elinde, ürkek bir merakla doktorun odasının yolunu tutar. Acabalar kafasında dizi dizi, değiller peşi sıra. Ya öyleyse!

...


Dilek'in hikayesi, hastalığı, ve tedavisinden öte yüreği, cesareti...
Onu dilenci yerine koyan  %60 viskon, %40 polyester, ince dokuma, lacivert.
"Az mı verdim acaba?" diye mi düşünür"?


Joanna Nealey
"Hand in hand"


21 Şubat 2013 Perşembe

Yet- iş

Ne yaparsam yapayım olmuyor.
Ruhum bedenime sığmıyor. Taşmak, akmak istiyor.
Zaman sınırlarından bunalmış. Telaş içinde. Hep bir yetme her yan iş...
Bana ne yirmidörtten! Ben mi böldüm?
Ama gel gör. Beden uyuyor. Hep uyumak istiyor. Daimi yatılı.
Bir fırsat olsa da bu beden bu ruhla buluşsa, uyumlaşsa. 
Ya da biri diğerini kandırsa.
Ve ben de kurtulsam bu dağınıklıktan.

Ama bu arada neler oluyor, neler? Ben ne çalışma masama ne de takı masama uğrayamazken çok sevdiğim Hanna Hedman yeni bir koleksiyon hazırlamış. İki yıl önce eski çalışmalarını Escape başlıklı sergide Soda Galeri'de izleme şansım olmuştu. Fantezi ve gerçeklik arasındaki git- gellerinin yarattığı örgünün metalin dokusuna nasıl yansıtıldığını görüp oldukça etkilenmiştim. Umarım "Black Bile" adlı bu seriyi de kendi gözlerimle görebilirim.
Tabii artık uğraşmam gereken bir de kıskançlık illeti çıktı.
Kendime zaman satıcısı arıyorum. Yok mu fazla zamanını takas etmek isteyen?
Bence anlaşabiliriz!


Black Bile, 2013
Kolye


Black Bile, 2013
Broş

Black Bile, 2013Broş
Black Bile, 2013
Kolye