29 Haziran 2011 Çarşamba

yaratıcı serbestlik

Seyahat etmeyi severim. Kim sevmez ki? Yeni yerler görme imkanı sağladığı kadar, geride bırakılanları da şöyle bir toplarlama olanağı sağlar. Bir tür temizlik gibi. Günlük hayatın ritmine çıkarak yaşantını şöyle bir dışarıdan görürsün, kararlar alırsın. Bu iyi birşeydir ama çok da kaptırıp, anı da kaçırmamak lazım. Ben de Madrid'te kendi hayatıma dair yeni kararlar alırken, uzakların güzelliğini kaçırmadım.
Sergiler, gösteriler, vs. Madrid söyleyecek sözü olana, her türlü olanağı sunan bir kent. Meydanlar bir tür gösteri merkezi gibi... İnsanlar birbirini dinliyor, katılıyor ve onure ediyor. Böyle bir serbestlik algıları genişletiyor ve yeteneklerin ortaya çıkmasını da kolaylaştırıyor.
Julio Gonzolez, heykeltraş. Madrid'te Museo Nacional Centro de Arte Reina Sofia'da sergilenen eserlerini izlemekten doyumsuz zevk aldım. Babasının kuyumcu atölyesinde maden işlemeyi, demiri döverek şekil vermeyi öğrenmiş. Kuyumculuktan gelen ustalığını da heykellerine taşımış.
Gonzolez'in yarattığı formlar, demire verdiği biçim bana takıya dair de yeni fikirler verdi.
                                                               Hombre Cactus, 1939

Woman Standing, 1937


19 Haziran 2011 Pazar

doğduğum şehrin gürültüsü

Özlenir mi ? Evet...
   "Beyoğlu'nda Fısıltılar" nasıl anlatır,  keşmekeşin, kalabalığın, duvarda yığılı çöpün bile belleklere yerleşen hikayesini. O kelimeleri kullanır, Nevin Arığ ise takıları. Bazen düşünürüm, dilden öncesi nasıldı diye? Nasıl düşünceler sıralanıyordu... kafamızdaki dizi dizi uçuşan sözler, kelimeler, harfler olmadan önce... O zaman desenin gücü geliyor aklıma. Nevin Arığ'da takılarla aktarıyor düşüncelerini. Bazen böylesi çok daha sarih oluyor. 
   Geçen yıl İstanbul'un nadide çağdaş sanat galerisi SODA'nın yaz sergisinde (contemporary art jewellery exhibition) Nevin Arığ'ın eserleri görülebildi. Çok güç olduğunu biliyorum ama dilemeden geçemeyeceğim. Keşke tekrar olsa!


                         
                                                      "Yollar", kolye

                                                       "Life is life", kolye


                                           "Bahçemde", broş


                                                "Biraz şans", kolye

16 Haziran 2011 Perşembe

parçalı bulutlu

Çok zor zamanlar geçiriyorum. Şimdiye kadar uğraş verdiğim, verdiğimiz bir sürü şey bir anda "ben yaptım oldu" diyen biz zihniyet tarafından yıkılıyor.Bunca çaba, emek... Kocaman bir hüzün halesi içinde nefes almaya çalışıyorum.  
Daphne Krinos, muhteşem kadın. Eserleri benim duygularımın tercümanı gibi...



 Her kapana kıstırılmış gibi hissettiğimizde içimizde mücevher gibi parlayan bir ışık saklıdır



12 Haziran 2011 Pazar

zincire vurulmak

Aslında çok olmadı. Bir yıl kadar önce karar verdim. Takıları, takı takmayı hep çok sevdim. Boncukları ya da başka malzemeleri biraraya getirerek birşeyler yapabiliyordum. Ama kafamda uçuşan formlara bildiklerim yetmiyordu. Ben de içimdeki sesi dinledim ve Şenay'ın kapısını çaldım. Şimdi bir öğrenciyim. Öğrenen olmak, bu hali muhafaza edebilmek bence çok önemli.

                                              Bu küpeler benden.
                                                         zincir yapmayı pek sevdim. Çeşitli formlarını keşfediyorum

10 Haziran 2011 Cuma

içimden gelen

Mevsimlerden yaz olunca renklere doyulmuyor. Hava ışıl ışıl, ruhum da aynı enerjiyle coşuyor. Her zaman sevdiğim siyahlar bu sefer benden uzak. Olsun zaman bu zaman demek ki. Tadını çıkartalım.
Taktığımız kolye, küpeler, bileziklerimiz de eğlencemizin parçası oluyor. Dondurma küpeler, kuzulu kolyeler, şimdiler de herkesin üzerinde. Ama ben biraz daha mizah yüklülerine ayrıca bayılıyorum. Anna Kukuchek'in tasarımları tam da bana göre!





8 Haziran 2011 Çarşamba

Toz Design

Uzun süredir takip ettiğim bir isim Leyla Taranto. Bir süredir işlerini İKSV tasarım mağazasında bulabilmek mümkün. Hatta MoMA 'nın Destination: Istanbul koleksiyonunda da yer alıyor. Yeşil pleksiden broşlar bu koleksiyona ait. Çok çeşitli malzemeleri  tereddüt etmeden kullanıyor. Aşağıdaki renkli kolyelerde ve yüzüklerde hem sünger hem de elyaf gibi malzemeleri gümüşle beraber kullanmış. Böylece Taranto her nesneye yeniden anlam katıyor.



4 Haziran 2011 Cumartesi

rengarenk bir yaz

Sonunda havalar ısınıyor ve doğa bize parıltılı renkleriyle sesleniyor. Artık herkes ve her şey renkli... bir tür yeniden doğuş gibi. Tabii giysiler gibi takılar da renklendi. Gümüş her zaman asaletini korurken mineler ve farklı boyama teknikleriyle iyi bir bütün oluşturuyor. Bazen bu kombinasyona taşlar da dahil olunca çok heyecanlı tasarımlar ortaya çıkıyor. 

Çok sevgili Senay Akın'dan mineli yüzükler. Bana yeni kapılar açtığın için teşekkürler.




Takılar arasında her zaman en sevdiğim parça yüzükler olmuştur. İkinci sırada da küpeler gelir.